QARABAĞ HƏQİQƏTLƏRİ

Dağlık Karabağ sorunu uluslararası hukuka uygun çözüme kavuşturulamamıştır

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 20 yılı aşkın bir süredir devam eden gerilimin kökleri çok eski bir tarihsel geçmişe bağlıdır.

XIX. yüzyılın başlarından itibaren Güney Kafkasya’ya toplu ve bilinçli bir şekilde yerleştirilen Ermeniler burada örgütlenerek XX. yüzyılın başlarında “Büyük Ermenistan” devleti kurma hayaliyle sinsi planlara, acımasız katliamlara imza atmışlar. Derin tarihi köklere sahip olmayan Ermeniler, tarihin farklı dönemlerinde ama aynı kin ve nefretle Batılı ve Rus taraftarlarından aldıkları cesaret ve güçle Azerbaycan halkına karşı zulüm, baskı, katliam yaparak soykırım politikasını hayata geçirmişler. Ermeni milliyetçi şovenistlerinin etnik temizlik ve soykırım politikasına maruz kalan, tarihi topraklarından kovulan Azerbaycan halkı, Ermenilerin “Büyük Ermenistan” planlarının ağır sonuçlarını tarih boyunca ödemiştir.

Ermeni Silahlı Kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etmesi, bir milyondan fazla Azerbaycanlıyı kendi topraklarından göç etmek zorunda bırakması Ermenistan’ın bugün de aynı politikayı Azerbaycan’a karşı devam ettirdiğinin somut göstergesidir.

Yıllardır işgal ettiği Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 bölge üzerinden Azerbaycan'ın sınır bölgelerine ve sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyen Ermenistan, 1994 yılında yapılan Bişkek Protokolü’nde imzalanan ateşkesi ihlal ederek çeşitli dönemlerde saldırılarına devam etmiştir. 

Ermenistan’ın işgalci rejimi ve insanlık dışı davranışlar sergileyen askerleri 27 Eylül'den itibaren bir kez daha askeri saldırganlığa başvurarak temas hattı boyunca Azerbaycan Ordusu mevzilerine aynı zamanda sınıra yakın Terter, Goranboy, Naftalan, Kazak, Berde, Mingeçevir, Gence gibi Dağlık Karabağ'dan uzak yerleşimlere top ve roket saldırıları düzenlenmişler. Ermenistan tarafından yapılan top ve roket saldırıları sonucunda 30 kadar Azerbaycanlı sivil ölmüş, 125 kişi yaralanmış ve 500'den fazla yerleşim yeri kullanılamaz hale gelmiştir. Hiçbir askeri kurala uymayan bu durum aynı zamanda doğrudan Cenevre Anlaşmasının ihlalidir.

Cephe hattı boyunca geniş kapsamlı provokasyonda bulunarak Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlarla ateş açan Ermenistan ordusuna karşı Azerbaycan ordusu, halkını ve toprak bütünlüğünü korumak, düşmanın provokasyonunu önlemek ve cepheye yakın bölgelerde yaşayan halkın güvenliğini sağlamak için meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği için savaşmaya her zaman hazır olduğunu gösteren Azerbaycan ordusu, bu süreçte somut saha kazanımları elde etmiştir.

Azerbaycan’ın en önemli sorunu olan, uluslararası bir boyut kazanan Dağlık Karabağ sorunu bugüne kadar uluslararası hukuka uygun bir şekilde çözüme kavuşturulamamıştır. Sorunu çözmek için bazı devlet ve kuruluşlar, barış ve uzlaşı süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla sürece dâhil olsalar da konuyla ilgili devletlerin Dağlık Karabağ sorununa çözüm üretmekten ziyade, siyasi krizler çıkarmak suretiyle sorunu öteledikleri görülmektedir.

Ermenistan birçok devlet tarafından haksız olarak korunup savunulsa da Ermenilerin toprak iddialarını ve işgal politikasını şiddetle kınayan devletler de vardır. Ermenistan'ın yaptığı işgale karşı Azerbaycan'a gerçek anlamda destek veren ülkeler arasında aynı ırktan olan ve aynı kökten gelen kardeş devlet Türkiye istisnai bir yere sahiptir. Bağımsızlığının ilk dönemlerinden başlayarak Azerbaycan’ın yanında olan Türkiye, Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan'ın yanında olduğunu her fırsatta dile getirmekte, bu konuda Azerbaycan’ın hakkını savunmaktadır. Uluslararası hukukun ihlali olan ve sivil kayıplara da yol açan Ermenistan’ın saldırısı karşısında Türkiye'nin Azerbaycan'a desteği tamdır ve Türkiye ekonomik, siyasi ve politik anlamda Ermenistan'a sert tepki göstererek Azerbaycan'ın arkasında olduğunu tüm dünyaya göstermektedir.

Tarihin her döneminde olduğu gibi bu süreçte de Azerbaycan’ın yanında olan, manevi desteğini hiç bir zaman esirgemeyen kardeş Türkiye’ye başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt ÇAVUŞOĞLU olmakla teşekkür ederiz.  

Var olsun sarsılmaz ve ebedi olan Türkiye Azerbaycan dostluğu, kardeşliği!

 

AZERBAYCAN  DİLLER  ÜNİVERSİTESİ

Türkiye Araştırmaları Merkezi müdürü:

Dr. Aynur BABAŞOVA BEŞKONAK